Atamıza olan derin his ve duygularla koymuştuk çelengimizi, yeni atanan öğretmenler olarak bir 24 Kasım günü, sene 1995…
Yılın ilk karı çoktan yağmıştı buralara. Yere inen her kar tanesi ile nurlanmıştı sanki yeryüzü bembeyaz örtüsüyle.Gökyüzü derseniz uçsuz bucaksız mavi. Mavi, mavi ki mavinin en berrak en saf hali. Bulutlarsa zikretmekten başı dönmüş sarmaş dolaş olabildiğince mutlu.
Bütün kirliliklerden arınmış bu görüntü insanı huzura, şükre ve hoşgörüye sevkediyor.Kalbin sana şunu söylüyor;Yaşamak… yaşamak… yaşamak… ne durum olursa olsun.Yaşamak Hakk;ın Rızasını kazanmaksa anlamlıdır yaşamak.Gittiğin yolda elbet olacak meşakkatin.
Bu topraklarda meşakkatin olacak ama mazerete imkan yok.Şu seyrettiğim ova Alparslan’a savaş kazandırmamış mı?
Anadolu’nun kapılarını açmamış mı? Allah Allah nidalarıyla şu arşı inletmemiş mi?
Peki;Neydi ki bizi onlardan ayıran.Bizler O’nun torunları değil miyiz? O kılıcıyla kazanmış savaşını, bizler kalemimizle ilerleteceğiz vatanımızı diyordu, Malazgirt ovasını seyrederken Muş’un en uzak ilçesine sürgün edilen iki eğitim yolcusu.
Neden… Niçin…Nasıl… 5N 1K kuralına cevap veremiyordu ne akılları ne de kalbleri ...
Kulaklarında şu sözcüklerdi:
“Başörtüsü ile modernizmden uzak, gitsinler kıyı köşe yerlerde çalışsınlar.”
Hamurumuzda olan, yoğrulduğumuz değerlerimiz ne zamandan beri yasak olmuştu.Bize yanlış mı öğretilmişti Halide Edipler, Nene Hatunlar, Şerife Bacılar... Onlar neyin şavaşını vermişti.
Bizi biz yapan inancımızdır, değerlerimizdir. Bizler, Değer kıymet bilmeyenlerce senelerce ötekileştirildik.Zorlu seçimler yapmak zorunda kaldık.Ödediğimiz bedellerde çeşitliydi isimlerimiz gibi…
Kalbimiz hep şunu söylüyordu: “Sabret elbet öze dönüş olacaktır.İyi ile kötünün mücadelesidir bu”
Yıllar akıp geçti ,sular birbirine karıştı ,bulanık aktı durulanana kadar gönlümün mavi rengi .İçine katıp götürdü dertlerimi şimdi seyrettiğim karadenizin engin mavi suları,çözdü derinden derinden. Berrak maviye ulaştıranlardan Allah razı olsun.
Kalbimiz şunu söylüyor: Suskunluğumuzu,küskünlüklerimizi, kırgınlıklarımızı atıp derin sulara üzerimize düşen sorumlulukları yerine getir. Hak için Hakkın rızasını kazanmak için…
Bizler kişiliğimiz ve değerlerimizle ötekileştirilmeden, hasım kesilmeden, kutuplaşmadan özgür ve barış içinde yaşamak istiyoruz.Varlığımız başka bir varlığa tehdit olmadan.
Söyleyen ne güzel söylemiş:
‘’Dün dünde kaldı cancağızım,
Bugün yeni şeyler söylemek lazım.’’
MÜMİNE ŞAHİN
Sinop Eğitim Birsen Kadın Kolları Başkanı