Haber
2015-01-21 11:10:14
MEMUR SEN - EĞİTİM BİR SEN HAZIMSIZLIĞI

MEMUR SEN - EĞİTİM BİR SEN HAZIMSIZLIĞI

Hazımsızlığın sonu saygısızlıktır.

 Ailesi olduğumuz memur sen’in bugün 800 bine yaklaşan üye sayısıyla, Eğitim-Bir-Sen ailesi olarak 300 bine yaklaşan üye sayımızla genel yetkili sendika olmakla kalmayıp, dünyada da en büyük sivil toplum kuruluşu haline geldik doğal olarak bu büyük aile bazılarında hazımsızlığa neden olacağını ve hazımsızlık nedeniyle, özellikle birilerinin sendikal geçmişlerini bırakıp/unutup saygısızlık içeren cümleleri kuruyor.. 300 bini bulan rakamın ne olduğunu ve ne manaya geldiğini bildilkleri halde, geçmişlerindeki sendikal başarızıslıklarını bize mal etme hevesindeler. Gözleri kamaşanlara ve idraki körelmişlere Mevlana Hazretleri, “Gözlerini kamaştıran renkli camları kır da öyle bak ki, gözüne çarpan şeyin ne olduğunu bilesin” der.

Yazılı ve görsel basında  başarımızı sanal olarak adlandıran ve çamur çalmaya çalışanları gördükçe ahhh bide keşke geçmişlerine dönüp bi bakabilseler. Banada bu cümle kurmak düşer ne yapalım ‘‘hazımsızlığın sonu saygısızlıktır’’. Bu kadar şişkinlikten sonra bazı seslerin çıkması doğaldır, bu beklediğimiz şeydir. Türkiye’nin en büyük örgütlü yapısı olarak bu ucuz seslere dönüp bakmamalıyız  dedim.  Joseph Parker, “Çamur atma; hedefini şaşırır, kirli ellerinle kalıverirsin” der, evet ne güzel demiş sadece kirli ellerinizle kalıverirsiniz.

İbn-i Sina, “Kendinin ne olduğunu bilen insan, bazı kendini bilmezlerin, onun hakkında söylediklerinden etkilenmez” derken aklıma dava kardeşlerim geldi bütün itiraflara, karalamalara rağmen gidilmedik kurum bırakmayan, bazen kurumlara defaten giden yöneticilerimiz ve inisiyatif alarak ter döken arkadaşlarımız, 23 yılda istikrarlı bir şekilde ilmek ilmek dokunarak oluşturulan 300 bin  üyenin haykırdığı gerçeği görmeyen ve gölgelemeye çalışanların gözlerinin sağlığından şüphe ediyorum. Şüphelerimde haklıyım  ki, güneşin yükselişini göremeyecek kadar körler. Hem gerçeği göremeyecek hem de aynadaki suretlerini fark edemeyecek kadar körler…

İbn-i Sina, “Hiç kimse, görmek istemeyen kadar kör değildir” derken, tam da bu tipleri kastediyor sanırım.

Hz. Ali, “Cevap çok uzun olduğu zaman doğru gizli kalır” demektedirBaşarımızın arkasındaki gerçeğin, neler yaptığımızın açıklanarak anlatılması saatler sürer. Zirveye çıkışımızdaki terimizin tuzu, hazımsızlık ve şişkinlik yaşayanların gözlerini yakıyor sanırım. Onlar gözlerini ovuşturmaya devam etsinler. Eğitim-Bir-Sen’in zirveye yerleşmesini, uydurdukları yalanlarla gerekçelendirmeye, gölgelemeye ve bazı siyasi figürlerden yalan makinesi unvanını almaya koşsunlar.

Onlara, Phtagore’nin dediği gibi, “Ya susun ya da susmaktan daha değerli şeyler söyleyin” demek isterim ama nafile…Alışmış kudurmuştan beterdir, alışkanlıklarından vazgeçmezler. En iyisi ben  Eğitim-Bir-Sen’in  23 yıllık sendikal hayatında neler yapmadı, onları sıralayayım.

 

  • Öncelikle sendikacılığı kavga zeminde yapmadı. Hiç kimseyi şerrinden dolayı üye olmak zorunda bırakmadı. İdari makamlarda bulunan üyelerine, ‘kimse sizin şerrinizden dolayı üye olmak zorunda kalmasın. Eğer birisi sendikamıza üye olacaksa şerrinizden dolayı değil, sevginizden dolayı olsun’ dedi ve kimseyi şerrinden emin olmak için üye olmak zorunda bırakmadı (Eğer sizler gibi yapılsaydı, 23 yılda değil, sizler gibi hormonlu büyürdü hemde öyle büyürdü ki aklınız başınızda giderdi)

 

·         Bize sürekli siyasi bir partinin ( hükümetin ) yalakası yaftasını yapıştıranlar o kadar haklısınız ki size sizin geçmişinizle cevap vermek istiyorum, bakalım bunu hatırladınız mı siyasi vesayetle yönetilen, genel başkanlarını dahi delegelerinin seçemediği, siyasiler tarafından tokatlanan, kaybettirildiğinde hangi direktifle indirildiği konusunda basına ağlayan, siyasi parti ile organik bağı olan bir sendika olmadı.

·         Eğitim-Sen’e karşı mütedeyyin eğitim çalışanlarını, “Bize üye olun ki, komünistler genel yetkili olmasın” diye çağırırken, aynı Eğitim-Sen ile Çanakkale’de ortak açıklama yaparak, “İHL kökenli veya Din Kültürü Ahlak Bilgisi öğretmenleri de idareci oluyorlar ve idareci olunca yeni öğretmen ihtiyacı oluşuyor, dolayısıyla dinci kadrolaşma oluyor” diye aymazlık yapmadı.

·         Postmodern darbe sürecinde ‘5’li Çete’ye karşı çıktığı ve darbecilerin karşısında olduğu gibi, Şener Eruygur’un darbe planlarında darbeye zemin hazırlamak için sokağı ısıtmakta kullanılacak “sendika=ırgat” kodlamasında rol biçilecek hiçbir kirli ilişkinin içinde de olmadı.

·         Konfederasyon Genel Merkezini, Şener Eruygur başta olmak üzere 41 darbe heveslisi çeteye açıp ev sahipliği yaparak, Ulusal Birlik Hareketi’ni oluşturup Tuncay Özkan ile Menemen’den Cumhuriyet yürüyüşü diye darbenin ayak seslerini oluşturmaya yeltenmedi.

·         Hani şu beğenmediğiniz taban aylığı kazanımıza neden bu kadar çamur atma heveslisi olduğunuzu şimdi anladım çünkü tüm ısrarlarınıza  rağmen alamadığınız taban aylığı hazmedememiyorsunuz.

·         Hani 3+3 ve enflasyon farkıda dahil olan 2015 zamımıza çamur atıyorsanuz ya biz yüzde 2-3 leride gördük, diğer taraftan“Kriz varsa, çare de var”, harcayın diye yapılan kampanyalara, memurla dalga geçercesine, katılmadı.

·         “Memura toplu sözleşme hakkı verilmelidir” kararı çıkan 2009 Toplu Görüşme Kararı’nın devamı olan Abant Çalıştayı’na katılmaktan son anda vazgeçerek samimiyetsiz davranmadı.

·         Toplu Sözleşme Hakkı’nı, askeri vesayetin sonlandırılmasını, yargı reformunu, Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru hakkını, memura verilen kınama ve uyarı cezalarına yargı yolunu içeren 12 Eylül 2010 Anayasa Referandumu’nda  “Hayır” demedik.

·         Türk Eğitim-Sen Şubesi tarafından yapıldığı gibi, “CHP Teşkilatlarına referandumda moral ve motivasyon” ziyaretlerine de gitmedi.

·         Biz 2007 yılında seçilecek cumhurbaşkanının eşi başıörtülü diye ekranlarda bazıları gibi ‘’siz bir tarafta başörtüsü ya da türban şeklinde bir kesim oluşturup onu bir simge haline getirdiğiniz zaman engeldir’’ demedik.

·         İdeolojik saplantıları nedeniyle mücavir alanına yanaşamadığı Başbakan’ın Memur-Sen Kongresi’nde kadro sözü ve talimatı vermesinden endişelenip siyasi reflekslerle ya seçimde bir siyasi partiye yararsa diye sendikal refleks değil, siyasi reflekslerini de ortaya koymadı. Kadro konusu netleştiği ve imza aşamasına geldiği halde, pinokyo resmi ile “Başbakan’ın Sözleşmelilere Kadro Sözü Fos Çıktı”diye Genel Merkez sitesinden de vermedi.

Neyse bu pilav çok su götürür ve bu cümleler devam eder gider...

Üniversite Temsilcilik Başkanı

Şube Basın ve İletişim Sekreteri

Özgür AKBULUT

MEMUR-SEN
KONFEDERASYONU
EĞİTİMCİLER BİRLİĞİ
SENDİKASI
Zübeyde Hanım Mahallesi Sebze Bahçeleri Caddesi No:86
Altındağ - Ankara / TÜRKİYE
Tel : 0.312 231 23 06 Faks : 0.312 230 65 28
ebs@ebs.org.tr
Copyright © Eğitim Bir Sen