Eğitim Bir-Sen Sinop Şubesi İl Divan Kurulu toplantısı Sinop Öğrentemenevinde büyük bir katılımla gerçekleştirildik. Toplantıya şube yönetim kurullarının yanı sıra, ilçe teşkilatlarımız, kadın komisyon üyelerimiz ve Genç Memur-Sen yönetim kurulu tam kadro katıldı.
Çelik açıklamasında, Suriye'nin kuzeyinde yer alan İdlib kentinin silahtan arındırılması ve çatışmaların durdurulması amacıyla üzerinde uzlaşılan Soçi Mutabakatı kapsamında, istikrarı ve güvenliği sağlamak üzere bölgede bulunan Türk Silahlı Kuvvetleri, Rusya ve İran destekli katil Esed rejimi unsurlarınca 27 Şubat 2020 tarihinde alçak bir hava saldırısına maruz kalındığını hatırlattı. Ramazan Çelik konuşmasına şöyle devam etti: "Bu alçak saldırıda 33 kahraman Mehmetçiğimiz şehadet mertebesine yükselmiş, 32 kahramanımız ise yaralanmıştır.
Aziz milletimiz. Biz bugün burada, bu açıklamayı 'yasımız' var demek için yapmıyoruz. Bilakis, zulme karşı direnen, mazlumun hakkı için candan geçmeyi ahdetmiş bir şuuru hiçbir gücün yok edemeyeceğini haykırmak için yapıyoruz. Hayır hayır, biz, ölümü bitiş zanneden zihniyetin, ölümleri istatistiksel bir ayrıntıya indirgeyen ahlaksızlıklarının ürettikleri söylemleri tel’in etmek için de bir araya gelmedik. Şehadetin ölümsüzlük mertebesine erişmek olduğuna inanlar olarak biz, her can bizim için azizdir hükmünü başta kendimiz olmak üzere, cümle aleme bir kere daha hatırlatmak için bir araya geldik.
Çünkü bizler, 'Onlar gerçekten tuzaklarını kurmuşlardı. Tuzakları yüzünden dağlar yerinden oynayacak olsa bile, tuzakları Allah katındadır' hükmünce, tarih boyunca mazlumlar için adalet mücadelesi vermiş bir milletin ahfadıyız. Dolayısıyla, bugün, burada, millet olarak cephede olduğumuzu bir kere daha haykırmak, tarihin adalet yürüyüşünün devam ettiğini dosta düşmana hatırlatmak için toplandık.
Değerli dostlar, daha önce defaatle altına çizdiğimiz 'emperyalizmin toza dönüştürme stratejisi' tüm hızıyla devam ediyor. İnsanlar öldürülüyor, yurtlarından ediliyor.
Özellikle Suriye’de toprakları insanlardan arındırma politikası uygulanıyor. Milyonlarca insan ya katledildi ya da sürgüne tabi tutuldu. İdlib'de yaşanan da bu sürecin devamından ibarettir maalesef. Dünyanın özellikle batılı ülkelerin çoğunluğu sürece kör ve sağır. Onların tek korkuları kendi ülkelerine gelebilecek göçmenler.
Oysa savaşın ilk yıllarından itibaren göç dalgasının doğrudan muhatabı olan ve şu an 4 milyondan fazla muhacire ev sahipliği yapan Türkiye, bir taraftan mazluma kol kanat germeye çalışırken diğer taraftan zalime karşı mücadelesini sürdürmektedir. Bugün İdlib'de yaşanan mücadele tam da buraya oturmaktadır. Zalim rejimin Rusyayı da arkasına alarak gerçekleştirdiği saldırılar, kimilerince terörle mücadeleye tahvil edilse de, vicdan sahibi herkes tarafından bilinmektedir ki, bu kalleş saldırıların asıl gayesi Suriyeyi insansızlaştırmak ve emperyalizmin baştan beri gerçekleştirmeye çalıştığı terör devleti projesini hayata geçirecek zemini oluşturmaktır.
Evet, gerçek budur. Dolayısıyla, Mehmetçiğin Suriye’deki varlığını sorgulayanların gizlediği hakikat de budur. Biz içerideki ve dışarıdaki gri ve kara propagandalara aldırış etmeden; Türkiye'nin, inancıyla şekillenmiş tarihi misyonu gereği hemen yanı başında uygulanmakta olan emperyalist stratejiye karşı kayıtsız kalmasının mümkün olmadığını, kimi reel politikçilerin söyleminin aksine, kayıtsızlığın bilakis kendisi üzerinde de ameliyata izin vermek olduğunu hatırlatmak isteriz. Memur-Sen ailesi olarak buradan hareketle; Emperyalizme karşı mücadele ederken sonsuzluk kervanına katılan 33 fidanımızı şükran ve rahmetle anıyor, şühedanın aileleri başta olmak üzere aziz milletimizin her bir ferdine baş sağlığı, gazilerimize de acil şifalar diliyoruz"
Toplantı da daha sonra Sendika çalışmaları değerlendirilip , dilek ve temenni ile sona erdi.